Özel Şirketlerin Amerikan Demokrasisini Ele Geçirmesi




21 Ocak 2010 tarihi ABD demokrasi tarihi için bir gerileme günü olarak kayıtlara geçmiştir.
O gün ABD Yüksek Mahkemesi şu kararı vermiştir: Hükümet, özel şirketlerin seçimlere siyasi harcama yapmasına izin verebilir. Bu karar, hem iç politika hem dış politikayı çok derin bir şekilde etkilemektedir. Ayrıca böyle bir kararın alınması, ABD siyasi sisteminin özel şirketlerin eline geçmesi anlamına gelmektedir.

New York Times editörlerine göre, alınan karar “demokrasinin kalbine saplanan bir bıçak” zira, “özel şirketler bu yolla seçim sonuçlarını etkilemek için tüm zenginliklerini kullanabilecek ve seçimle işbaşına gelen yetkilileri parayla korkutabilecek.”

Şimdi özel şirket yöneticileri, gizli saklı yolları bir kenara bırakıp alenen ve doğrudan seçimleri satın alabilecektir. Özel şirketlerin bazen karmaşık yollarla yaptıkları seçim yatırımlarının seçim sonucunu değiştirdiği, bu yolla siyasete yön verdiği başka ülkelerde de görülebilmektedir. Amerikan mahkemesi ise, ekonomiyi kontrol eden ve toplumun küçük bir bölümünü oluşturan kitleye çok daha fazla güç vermiştir.

Bir asır önce akademisyen ve ABD devlet başkanı Woodrow Wilson, “sermayeyi ve ülkenin ticari hareketlerini kontrol altında tutan kısmen küçük insan gruplarının,” yani özel şirket sahiplerinin gitgide “bizzat hükümetin rakipleri” olduklarını bir Amerika’yı tarif etmiştir.
Bugün bu Amerika gerçekleşmiş ve bu sistemini bütün dünya ülkelerine ihraç etmiştir.

Gerçekte bu “küçük gruplar” her geçen gün hükümetlerin efendileri oluyorlar.
ABD’deki kişi başına düşen sosyal güvenlik masrafı, diğer endüstriyel ülkelerdekinin iki katı oranında ve sağlık açısından sonuçları çok daha düşük seviyelerde. Ancak Amerikan hükümeti ilaç şirketlerine karşı büyük cömertlikler yaparken ve sosyal güvenlik sistemi herhangi bir düzenlemesi olmayan, masraflı, etkisiz ve sadece ABD’ye özel bir sistem olan özel sigortacıların ellerindeyken maliyet düşürücü önlemler ciddi bir şekilde uygulanmaz.

ABD’de alınan 21 Ocak kararı, sosyal güvenlik sisteminin ciddi krizleriyle mücadele etme ya da böylesi kritik meseleleri büyüyen çevre ve enerji krizleri olarak aktarmanın önüne çok büyük engeller getiriyor. Kamuoyu ile kamu politikalarını belirleyenler arasındaki boşluk çok büyük düzeylerde. Bunun Amerika demokrasisine verdiği zarar görmezden gelmek mümkün değil.

Yorumlar

Popüler Yayınlar