ROMANTİK İSLAMCILIK

Son zamanların moda tabiri olan “Romantik İslamcılık” nedir biliyorsunuzdur. Özellikle sosyal medyayı aktif kullanan bir genç iseniz bu tabiri kesin duymuşsunuzdur. Bu tabiri duymamış bile olsanız birazdan okuyacaklarınızı muhakkak daha evvel görmüşsünüzdür ve okuduğunuzda “Bunun adı Romantik İslamcılık mıymış?” diyeceksiniz. Bilmeyenler için kısa bir tanım ile söze başlayalım. En basit tabiriyle “Nefsani ihtiyaçlarına İslami bir bakış açısı kazandırmak isteyen” gençlerin davranışlarına “Romantik İslamcılık” diyoruz.

Bilhassa lise ve üniversite çağındaki mütedeyyin gençler, inançlarına ters düşmeden aşk yaşamanın yolunu bulmak istemektedir. Kimisi henüz tanışmadığı gelecekteki eşinin hayalini kurmakta, kimisi daha da ileri giderek saf, temiz(!) bir aşk yaşayarak kendilerine sevgili bulmaktadırlar. Hal böyle olunca da ortaya hayli trajikomik bir durum çıkmaktadır. Bu düşünce akımına kapılan gençlerin kurduğu cümlelere bazı örnekler verelim:
- Seninle evimizde abdest kavgası yapmak istiyorum.
- Sakalından akan abdest suyunu şalımla silmek istiyorum
- Bir erkeğin en karizmatik olduğu an secdede olduğu andır.
- Namaz örtümün yanında takken dursun istiyorum.
- Beni sabah namazlarına öperek uyandırmanı istiyorum.
.
.
.
  Örnekler artar da artar. Dini vecibelerine beşeri aşklarını karıştırıp rızâ-i İlâhî’yi geri plana atan bu gençler için niyetler giderek değişmekte ve ibadetlerin sıhhati yok olmaya başlamaktadır. Yazdıklarını, yaşadıklarını mubah görüp bütün bunların helal dairesi içerisinde olduğunu zannetmeleri düştükleri en büyük yanılgıdır. Bütün bunlarla da kalmayıp romantizmlerine ayet ve hadisleri karıştırmaya başladıklarından beri bu durum onlar için daha da cezbedici bir hal almaya başladı.

“Kişi sevdiğine sevdiğini söylesin” diye lanse edilerek romantizme alet edilen bu Hadis-i Şerif’in aslı aşağıdaki gibidir:
"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)  buyurdular ki: "Biriniz kardeşini (Allah için) seviyorsa ona sevdiğini söylesin." [Ebû Dâvud, Edeb 122, (5124); Tirmizî, Zühd 54, (2393).]

Hadis-i Şerif’te geçen “kardeş” ifadesi yok edilerek bu söz sanki karşı cinsler için kullanılmış gibi görülmektedir.

Tevbe 40. Ayette geçen “Lâ tahzen innallâhe meanâ” (Üzülme, Allah bizimle beraberdir.) cümlesini yine böyle gençlerin twit’lerinde, profillerinin biyografi kısımlarında görebilirsiniz.

Aynı zamanda böyle gençlerde “göz zinası” da tamamen farklı bir boyut kazanmıştır. Nitekim erkekler “tesettürlü” bayanlara, bayanlar da “sakallı, dindar görünüşlü” erkeklere hayranlıkla bakmaya başlamışlardır. Camiden çıkan genç birilerini gördüklerinde onlara bakmaktan kendilerini alamamaktadırlar. Daha da kötüsü bunun tehlikesinin farkında bile değiller.

Bu romantizm gerçek hayattan çok sanal âlemde yaşanmaktadır. Sokakta aşkını fiilen yaşayamayan gençlerimiz sosyal medyadaki paylaşımlarıyla bu ihtiyaçlarını gidermenin yollarını aramaya başlamışlardır. Sözüm ona bazı sosyal medya grupları(isim vermeye lüzum yok ancak böyle gençler tarafından çok sevilen İslami gruplar)  bu akımın kıvılcımlarını ateşlemişlerdir ve her geçen gün de bu ateşi harlamaktadırlar. İslami tebliğ yaptıklarını düşünen bu gruplar gençleri başka biçimde zehirlemektedirler. Bu gruplar ya yaptıkları hatanın farkında değiller ya da kendilerince bazı çıkarları için bu hatalarını yok saymaktadırlar. Öyle ki kendilerine yöneltilen eleştirilere tahammül dahi edememektedirler. Bilhassa kızların hayranlığını kazanan bu İslami sosyal medya gruplarındaki erkeklerin kendilerini bu tehlikeden sakınır gibi bir hali de görünmüyor. Allah muhafaza hoşlarına da gidiyor ise durum vahim.

Özellikle anne-babalar çocuklarının sosyal medya paylaşımlarını takip etmeliler. Takıldıkları grupları, arkadaş çevrelerini ve bu tarz sosyal medya gruplarını takip edip etmediklerini kontrol etmeliler. Akl-ı selim olan gençler de arkadaşlarının hatalarını fark ettiklerinde onlara doğruyu güzel bir dille anlatmak için çaba sarf etmeliler. Çağımızın dindar kesiminin en büyük ve fark edilmesi en zor hastalığı olan “Romantik İslamcılık” daha da fazla yayılmadan önüne geçilmesi gerekiyor. Sosyal medya haddini iyice aşmaya başladı dersek yersiz olmaz sanırım. Aklımızdan geçeni dillendirip bir nebze olsun şuur oluşturabildiysek ne âlâ. Vesselam.

             "Mustafa Tayyip Erdem"

Yorumlar

Popüler Yayınlar